Almanca Deyimler ve Almanca Atasözleri

Almanca deyimler ve Almanca atasözleri



Pech haben:Sansi olmamak.
Wir haben Pech.Es regnet.
(Sansimiz yok.Yagmur yagiyor.)

Das macht nichts:Zarari yok.
Ich habe keinen Bleistift.Das macht nichts.
(Kursun kalemim yok.Zarari yok.)

Es ist aus:Bitti,sona erdi,kapandi.
Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft.
(Nihayet arkadasliklari sona erdi.)

Recht haben:Hakli olmak,hakki olmak.
Ich glaube, es wird regnen. Ja,du hast recht.
(Sanirim yagmur yagacak. Evet,haklisin.)

Weg müssen:Gitmek,gerekmek.
Es ist spät.Ich mußweg.
(Gec oldu.Gitmeliyim.)

Nichts dafürkönnen:Elinden birsey gelmemek,caresiz olmak.
Ich kann nichts dafür,wenn du nicht arbeitest.
(Sen calismazsan ben birsey yapamam.)

Weg sein:Uyur kalmak,sarhos olmak,sasirmak,asik olmak.
Ich bin weg für Galatasaray.
(Ben Galatasaraya asigim.)

Von mir aus:Benim icin hava hos,fark etmez.

Auf die Nerven gehen:Birinin sinirlerine dokunmak,birini sinir etmek.
Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.
(Aptalca sorularinla sinirime dokunuyorsun.)

Das Licht anmachen:Isigi acmak,isigi yakmak.

Vor sich haben:Yapacak seyi olmak.
Ich habe heute vieles vor mir.
(Bugün yapacak cok seyim var.)

In Frage kommen:Söz konusu olmak.
Dein Problem ist nicht in Frage gekommen.
(Senin problemin hic söz konusu olmadi.)



İlginizi Çekebilir: Hiç kimsenin aklına gelmeyen en kolay ve en hızlı para kazanma yöntemlerini öğrenmek ister misiniz? Para kazanmak için orjinal yöntemler! Üstelik sermayeye gerek yok! Detaylar için TIKLAYIN

Im wege stehen:Engel olmak,karsisina cikmak.

Schule haben:Okulu olmak.
Heute haben wir keine Schule.
(Bugün okulumuz yok.)

Eine Rolle spielen:Bir rol oynamak,rolü olmak,önemi olmak.
Der Beruf spielt im leben eine große Rolle.
(Meslegin yasantida büyük rolü vardir.)

Nichts zu machen sein:Yapacak hicbir sey olmamak.

Leid tun:Üzgün olmak,acimak.

Im Kopf:Kafadan,akildan,akilda.
Du kannst wohl nicht im Kopf rechnen.
(Akildan hesap yapamiyorsun demek.)

Bescheid wissen:Iyi bilmek.
Weißt du Bescheid, was der Lehrer gesagt hat?
(Ögretmenin ne dedigini iyi biliyormusun?)

Es ist mir (dir,…) recht:Benim icin hava hos,bence bir sakincasi yok.

Auf jeden (keine) Fall:Her (hicbir) durumda, her türlü (hicbir) sartta, muhakkak (asla),kesinlikle,ne olursa olsun.

Unter Umständen:Belki,herhalde,uygun düserse.

Schluß machen:Bitirmek,son vermek.
In zwei Minuten müßt ihr Schluß machen.
(Iki dakikaya kadar bitirmelisin.)

Kurz und gut:Kisacasi,sözün kisasi.


Auf den Gedanken kommen:Fikrine varmak.

Schwarz sehen:Karamsar olmak,sonunu iyi görmemek.
Er ist sehr krank.Ich sehe schwarz für ihn.
(Cok hasta,sonunu hic iyi görmüyorum.)

In Ruhe lassen:Birini rahat birakmak.
Lass mich in Ruhe!
(Beni rahat birak.)

Nach wie vor:Eski hamam eski tas,eskisi gibi.

Imstande sein:Yapabilmek,elinden gelmek,agzinda bakla islanmak.

Zu Ende gehen:Bitmek,sona ermek.

Auf den ersten Blick:Ilk bakista.

Genug davon haben:Canina tak etmek,bezmek,artik yetmek.

Nicht gefallen:Iyi (saglikli) gözükmemek.
Heute gefiel mir mein Vater nicht.
(Babami bugun pek iyi görmedim.)

Heute oder morgen:Bugün yarin.
Heute oder morgen werde ich ein Auto kaufen.
(Bugün yarin bir araba satin alacagim.)

Es kommt darauf an:Bakalim.
Es kommt darauf an,dass er ins Kino kommt?
(Bakalim sinemaya gelecek mi?)

Einigermassen:Söyle böyle,iyi kötü,asagi yukari.
Ich weiss einigermassen.
(Nasil oldugunu iyi kötü biliyorum.)

Keine Ahnung haben:Bilgisi olmamak.
Wohin ist er gegangen? Ich habe keine Ahnung.
(Nereye gitti, hic bilgim yok.)

Zu tun haben:Yapacak isi olmak.
Ich habe viel zu tun.
(Cok isim var.)

Zur Sache kommen:Kisa kesmek.
Komm zur Sache! Ich habe keine Zeit.
(Kisa kes,vaktim yok.)

Vor sich gehen:Olmak,vuku bulmak.
Wie der Unfall vor sich gegangen ist?
(Kaza nasil oldu?)

Einen Streich spielen:Birine oyun oynamak,oyun etmek.
Versuch nicht,mir einen Streich zu spielen!
(Bana oyun oynamaya sakin kalkma!)

Vor Hunger sterben:Acliktan ölmek.

Den Entschluss fassen:Karar vermek,karara varmak.

Auf diesem Wege:Böyle,bu sekilde, bu yolla.

Im Schneckentempo:Deve yürüyüsü,kaplumbaga yürüyüsü.


İlginizi Çekebilir: İnternetten para kazanmak mümkün mü? Reklam izle para kazan uygulamaları hakkında şok gerçekleri okumak için TIKLAYIN
Sadece bir cep telefonu ve internet bağlantısıyla oyun oynayarak ayda ne kadar para kazanabilirsiniz merak ediyor musunuz? Para kazandıran oyunları öğrenmek için TIKLAYIN
Evde para kazanma yolları hakkında ilginç ve gerçek yöntemleri öğrenmek ister misiniz? Evde çalışarak nasıl para kazanırsınız? Öğrenmek için TIKLAYIN

Die Ohren spitzen:Kulak kabartmak.

Den Kopf schütteln:’Hayir’ anlaminda kafasini sallamak,kabul etmemek.
Der Lehrer schüttelte den Kopf.
(Ogretmen kafasini salladi.)

Hinter jemandem her sein:Birinin arkasindan kosmak,birinin pesinde olmak.
Di Männer sind hinter mir her.
(Adamlar pesimde.)

Eins von beiden:Ikisinden biri.
Grün oder blau. Wähle eins von beiden.
(Yesil yada mavi.Ikisinden birini sec.)

Nicht ausstehen können:Cekememek,sevmemek,hoslanmamak. Entschuldige! Aber ich kann heute abend deine Freunde nicht ausstehen. (Kusura bakma! ama bu aksam arkadasini cekemem.)

Zur Welt kommen:Dünyaya gelmek,dogmak.

Zu suchen haben :Aramak, isi olmak.
Was hast du hier zu suchen?
(Burada ne ariyorsun?)

Es satt haben :Bikmak,karni tok olmak,artik yetmek.

Von oben bis unten :Bastan asagi,tamamiyla,tepeden tirnaga.

Mit Leib und Seele :Tüm benligiyle, yürekten.

Das ist keine Kunst :Hüner degil, babam da yapar.

Jemandem die Hand schütteln:Birinin elini sikmak.

Gas geben :Gaza basmak,gazlamak.

Zu Ende sein:Bitmek,sona ermek.

Die Achseln zucken:Omuz kaldirmak,omuz silkmek.

Sein Wort halten:Sözünü tutmak.

Auf die leichte Schulter nehmen:Hafife almak,kolaya almak,önemsememek.

Bis über die Ohren :Cok fazla,haddinden fazla.

Sein lassen:Yapmamak,yapmaktan caymak.

Vor kurzem :Birkac gün önce,daha önce.

Aufs Haar stimmen :Tam tamina dogru olmak.
Meine Ergebnisse stimmen aufs Haar.
(Benim sonuclarim tam tamina dogrudur.)

Ein gutes (schlechtes) Gewissen haben :Vicdanen rahat olma(ma)k, gönlü rahat olma(ma)k.
Ich habe meinen Vater nicht belogen.Deswegen habe ich ein gutes Gewissen.
(Babama yalan söylemedim.bu yüzden gönlüm rahat.)



Ein für allemal :Son olarak, son defa.

Ein Auge zudrücken:Göz yummak,mani olmamak.
Ich drücke ein Auge zu, aber das soll das letzte Mal sein.
(Göz yumuyorum ,ama bu son olsun.)

Zu weit gehen :Cok olmak, ileri gitmek.

Die Stirn runzeln :Yüzünü burusturmak,yüzünü eksitmek.

Schleudern :Kaymak,patinaj yapmak,savurmak.

Wie aus der Pistole geschossen :Su gibi.
Ihr müsst die Wörter wie aus der Pistole geschossen sagen können.(Sözcükleri su gibi söyleyebilmelisiniz.)

Nicht mehr mitmachen :(artik bir iste ) Olmamak.

Klasse sein :Birinci sinif olmak,harika olmak,sahane olmak.
Mensch! Das Buch war doch Klasse!
(Yahu ,kitap harikaydi be!)

Zur Hand haben :Elinin altinda olmak,elinde (var) olmak.

Mit guten Gewissen :Gönül rahatligi ile, huzur icinde, rahatlikla.

Nicht fertig werden :Bir türlü unutamamak,akli fikri hep ayni seyde olmak,isin icinden bir türlü cikamamak.

Eine Aufnahme machen :Fotograf cekmek,resim cekmek.

Platz machen :Yer acmak.

Kreuz und quer :Her yana, saga sola, bir asagi bir yukari.

Hier und da :Orada burada, yer yer, bazen.
Heute sind wir hier und da spazieren gegangen.
(Bugün orada burada gezinti yaptik.)

Geld machen :Para yapmak, cok para kazanmak.

Feierabend machen :Bitirmek, kapatmak, son vermek, paydos etmek.

Wieder auf den Beinen sein :Belini dogrultmak, islerini yoluna koymak;iyilesmek.

Mit der Zeit :Zamanla, yavas yavas.

Keinen Pfennig wert sein :Bes para etmemek.

Den Mund halten :Cenesini kapamak,sesini kesmek,agzini acmamak.
Du sollst den Mund halten!
(Kapa ceneni!)

Ein Gesicht machen wie drei Tage Regenwetter :Surat asmak, suratindan düsen bin parca olmak.

Lange Finger machen :Eli uzun olmak, calmak, hirsizlik yapmak.

Einen Bärenhunger haben :Kurt gibi ac olmak.
Los, Mutter! Ich habe einen Bärenhunger.
(Haydi anne! kurt gibi acim.)

Von Zeit zu Zeit :Ara sira, zaman zaman, firsat buldukca.

Jemandem von etwas (davon) keine Silbe sagen :Birine tek sözcük söylememek, hic söz etmemek.

…Treppen hoch wohnen : …nci katta oturmak.
Meine Tante wohnt drei Treppen hoch.
(Teyzem ücüncü katta oturuyor.)

Von etwas kann Rede sein :Söz konusu olmamak, ihtimal disi olmak.
Von deiner ehe mit diesem Mädchen kann keine Rede sein.
(Bu kizla evlenmem söz konusu olamaz.)

Sich Mühe geben :Caba harcamak, gayret göstermek, didinmek.
Wer sich Mühe gibt, hat Erfolg.
(Caba harcayan basarili olur.)

Sich in die Länge ziehen :Uzamak.

Köpfchen haben : zeki olmak, kafali olmak, kafasi calismak.

Jemandem etwas ins Gesicht sagen:Birine bir seyi yüzüne (karsi) söylemek.

Kein Blatt vor den Mund nehmen:Agzinda bakla islanmamak, acik sözlü olmak.

Keinen Finger rühren:Parmagini ( bile) oynatmamak,elini sürmemek, karismamak,aldiris etmemek.

Es zieht:Esiyor, hava akimi var.

Sich Rat holen:Akil danismak, fikir almak.

Mehr und mehr:Durmadan, gittikce artan ölcüde, devamli.

Ach! Lassen Sie doch! :Birakin Allah askina! hic yarari yok.

Im Grunde (genommen) :Aslinda, aslina birakilirsa,gerci.

Sich etwas durch den Kopf gehen lassen üsünüp tasinmak, uzun süre kafa yormak.

Das ist die Frage :Süpheli, belli degil.

Sein Brot verdienen :Gecimini saglamak, ekmek parasi kazanmak.

In Stürmen regnen :Bardaktan bosalircasina, (saganak halinde) yagmak.

Es gut mit jemandem meinen :Birine karsi iyi niyet beslemek, onun hakkinda iyi seyler düsünmek.

Im Laufe der Zeit :Zamanla, yavas yavas.

Zu sich kommen :Kendine gelmek, kendini bulmak.

Geschmacksache :Zevk meselesi.
Du magst keine Schokolade? Geschmacksache.
(Cikolata sevmez misin? Zevk meselesi.)

Das ist keine Frage :Kesinlikle, hic kuskusuz.

Dabei sein, etwas zu tun : (bir isi) o anda yapiyor olmak.

Von Tag zu Tag :Günden güne, gün gectikce.

Rücksicht nehmen :Dikkate almak, göz önüne almak, gözetmek.

Mit offenem Munde dastehen :Agzi (bir karis) acik kalmak.

Bei Laune sein :Keyfi yerinde olmak.

Von Kopf bis Fuss :Bastan asagi, tepeden tirnaga.

Ein Gesicht machen (ziehen, schneiden) :Yüzünü eksitmek, yüzünü burusturmak.

Jemandem freistehen :(Bir seyi yapmakta) serbest olmak.

Da ist nichts dahinter :Degersiz olmak, önemsiz olmak.

Unter anderem :Bunun disinda, bunun yanisira.

Recht behalten :Hakli olmak, hakki olmak.

Etwas leicht nehmen :Kolaya almak, hafife almak, önemsememek.

So gut wie :Hemen hemen, asagi yukari.

Sich Gedanken machen üsünmek.

Haare auf den Zähnen haben :Kaba ve itaatsiz olmak, ters ve aksi cevaplar vermek.

Jemanden hat gut lachen :Sansi yerinde olmak, avantajli olmak.
Du hast gut lachen. Das Spiel hast du gewonnen.
(Haydi yine sanslisin. Oyunu kazandin.)

Unter uns gesagt :Aramizda kalsin, laf aramizda.

Jemandem zu dumm werden :Sabri tasmak, artik dayanamamak.

Einen guten Klang haben :Iyi isim yapmis olmak, iyi taninmak.

Alle Hände voll zu tun haben :Cok isi olmak, basini kasiyacak vakti olmamak.

Dahinter steckt etwas :Isin icinde bir is olmak.

Jemandem ein Licht aufgehen :Zihninde simsek cakmak, kavramak, anlamak.

Keine Nerven haben :Celikten sinirleri olmak.

Unter der Hand :El altindan, gizlice.

An der Reihe sein :Sira kendinde olmak, sirasi gelmek.

Von neuem :Yeniden, yeni bastan.

Es gut haben :Sansi olmak, dört ayak üstüne düsmek.

Bis ins kleinste :En ufak ayrintilara degin.

In die Hand nehmen :Ele almak.

Fürs nächste :Once, ilk önce, simdilik, gecici olarak.

Jemanden nicht leiden können :Birini cekememek.

Hand aufs Herz :Dogruyu söyle(yin).

Ein langes Gesicht machen :Agzi acik kalmak, afallamak, surat asmak.

Im Nu :Hemen, bir anda, göz acip kapayincaya dek.

Zu guter Letzt :Bütün bunlar yetmezmis gibi, sonunda.

Hals – und Beinbruch :Iyi sanslar! sansin(iz) acik olsun.

Von heute auf morgen :Cok kisa bir zamanda.

Sich das Leben nehmen :Intihar etmek.

Hin müssen :Gitmek gerekmek, gitmek zorunda olmak.

Den Verstand verlieren :Delirmek, sapitmak, cildirmak, kafayi üsütmek.

Die Ruhe verlieren :Heyecanlanmak, sükunetini kaybetmek.

Von oben herab :Yüksekten, burnu kaf daginda.
Er schaut alle Leute von oben herab an.
(Herkese yüksekten bakar.)

Den Kopf hängenlassen :Cok üzülmek, düs kirikligina ugramak.

Hals über Kopf :Aceleyle, telasla, alelacele.

Etwas im Griff haben :Elinden gelmek, elinde oyuncak olmak.

Erschlagen sein :Saskina dönmek, yorgunluktan ölmek.

Jemandem in die Arme laufen :Rastlamak, biriyle tesadüfen karsilasmak.

Etwas auf der Zunge haben :Dilinin ucunda olmak, söylemek üzere olmak.

Schlange stehen :Kuyrukta durmak, sirada beklemek.

Einen Strich unter etwas ziehen :Bir seyin altina kalin bir cizgi cekmek, son vermek.

Feine Ohren haben :Kulaklari delik olmak, uyanik olmak.

Mit Mann und Maus :Toptan, hep birlikte.

Bei Kräften sein :Kuvveti yerinde olmak.

Auf der Hand liegen :Belli olmak, acik olmak.

Jemanden gross ansehen :Sasirmak, bakakalmak.

Feuer und Flamme sein :Heyecanli olmak, atesli olmak, cosmak.

Jemandem die Augen öffnen :Birinin gözünü acmak.

Grüne Welle :Yesil dalga, yesil isik (hep yesil isikla karsilasma durumu.)



Bunları da beğenebilirsin
Yorumları Göster (4)