|
bu çanta koyu renk |
diese tasche dunkel |
|
bu çanta büyük |
diese tasche ist groß |
|
karın kas yırtılması |
frau nov bruch |
|
hindistan |
indien |
|
geliyor musun? |
werden sie kommen? |
|
siz nasıl hissediyorsunuz |
sie, wie fühlen sie sich |
|
daha sonra oyun odasına gittik |
dann gingen wir in die spielhalle |
|
was mağdur du? |
du war das opfer? |
|
toplantılar konferans salonunda yapılır |
besprechungen in der konferenz-raum ist fertig |
|
ben ortaklar anadolu lisesinde okuyorum |
ich gehe von anatolian high school partner |
|
konferans salonunda toplantı yapılır |
meeting im konferenzraum gemacht wird |
|
çarşamba almaca var |
mittwoch haben almaça |
|
bilici dıch yok |
ich mach dıch seher |
|
okulumuzun giriş katında kantin var |
es gibt eine kantine im erdgeschoss unserer schule |
|
okulumuzda toplantılar konferans salonunda yapılır |
meetings im konferenzraum unserer schule ist fertig |
|
bilardo oynamayı severim |
ich spiele gerne billard |
|
benim hobim bilardo oynamak |
meine hobbys sind billard spielen |
|
fransızca bilmiyorum |
ich weiß nicht, französisch |
|
okulumuzun her katında lavabo var |
es gibt ein waschbecken auf jeder etage unserer schule |
|
evet almanca biliyorum |
ja ich weiß, deutsche |
|
kamyonumuzdan 9 karton mal çalındı |
9 karton waren gestohlen wurden von unseren lkw |
|
almanyanın başkenti berlin |
die hauptstadt deutschlands, berlin |
|
pazartesi gecesi kamyonumuzdan 9 karton malımız çalındı |
unser eigentum, unsere lkw gestohlen wurde montag nacht 9 karton |
|
orman kırmızı, sarı ve kahverengi |
wald is rot gelb und braun |
|
spor aktivitelerini spor salonunda yaparız |
wir machen sportliche aktivitäten in der turnhalle |
|
evet bu kitapçık |
ja, diese broschüre |
|
kantin giriş kattadır |
im erdgeschoss ist die mensa |
|
benim en sevdiğim ders coğrafya |
mein favorit ist natürlich der geographie |
|
bu kitap |
dieses buch |
|
giriş katta kantin var |
auf dem main floor gibt es die kantine |
|
kantin okulumuzun giriş katında bulunur |
unsere kantine befindet sich im erdgeschoss |
|
bu gesunda |
das gesunda |
|
en sevmediğim ders kimya |
meine unbeliebtesten ist natürlich chemie |
|
ben derslerimi geçmeyi düşünüyorum |
ich denke da an meinen wechsel von klassen |
|
kağıdı arkaya koyuyorum |
ich setze es auf die rückseite des papiers |
|
biyoloji en sevdiğim derstir |
biologie ist mein lieblingsthema |
|
sandalyeyi masanın önüne koyuyorum |
ich legte den stuhl vor dem schreibtisch |
|
burası okulumuzun öğretmenler odası |
das ist unsere schule lehrer-lounge |
|
bacaklarda ödem |
ödeme in den beinen |
|
kalemi masanın üstüne koyuyorum |
ich setze den stift auf den tisch |
|
çantayı masanın üstüne koyuyorum |
ich stelle die tasche auf den tisch |
|
cuma matematik var |
es gibt mathe freitag |
|
merhaba kardeşim, sabine, nasıl iyi selamlar buradasınız behiye |
hallo schwester sabine wie geht es dir mitgeht gut liebe grüße behiye |
|
pazartesi matematik ve müzik var |
es gibt mathe-und musik-montag |
|
kağıdı çantaya koyuyorum |
ich stelle es in eine papiertüte |
|
çarşamba almanca var |
haben deutsche am mittwoch |
|
öğrenciler duvarın önünde |
schüler vor der wand |
|
aktüelle.türkce anlamı nedir |
aktuelle.was ist die bedeutung des türkischen |
|
pano duvarda asılı |
der zwischenablage an der wand hängen |
|
aktüelle.türkce |
aktuelle.türkisch |
|
pano duvara bitişik |
die zwischenablage angrenzend an die wand |
|
öğrenciler masanın arkasında |
die studenten hinter dem schreibtisch |
|
vann mı |
vann hast du |
|
öğrenciler sandalyenin arkasında |
die studenten hinter dem stuhl |
|
boya firması boya yapıyor |
kommt der lack paint unternehmen |
|
çanta masanın altında |
die tasche unter den tisch |
|
ben şarkı söylemeyi sevmem |
ich mag nicht singen |
|
benim adresim turan mahallesi 5 sokak |
turan nachbarschaft meine adresse ist straße 5 |
|
beş |
fünf vor |
|
seçmeli proje hazırlama |
die vorbereitung des projektes wahlfach |
|
nazillide yaşıyorum |
ich lebe in nazilli |
|
ne aile adın |
wie ist ihr familienname |
|
benim soyadım ernak |
mein nachname ernak |
|
en sevdiğim dersler tarih edebiyat |
meine lieblings-kurse sind geschichte, literatur |
|
hobilerim iş sineması, yüzmek |
meine hobbys sind schwimmen iş kino gehen |
|
benim dogum günüm 18 kasım |
mein geburtstag 18. november |
|
benim dogum günüm 18 kasımda |
mein geburtstag ist im november 18 |
|
ılkbaharı sevmem |
ich weiß nicht wie die feder |
|
ilkbaharı severmisin |
wie gefällt ihnen der frühling |
|
wohny nerede |
wo wohny sie |
|
sana nereden geliyor |
woher kommt bis du |
|
yakında dört |
bald zu viert |
|
ben yaz mevsimini sevmem |
ich weiß nicht, wie der sommer |
|
ben yazı sevmem |
ich mag nicht schreiben, ich |
|
bekannd |
bekannd |
|
son olarakda hayalimdeki evde mutluluk ve huzur dolu olsun istiyorum |
ich will mein traumhaus zu werden, voller glück und frieden in den letzten fda |
|
hayalimdeki evin bütün odalarının aydınlık olsun istiyorum |
alle zimmer in mein traumhaus ich möchte ein helles |
|
iç h bin cukur |
interne bin pit h |
|
biz okuldan ogreniyoruz |
lernen wir von der schule wir |
|
villamda yedi sekiz tane odası , bir mutfağı ve büyük bir oturma odası olsun |
sieben der acht zimmer in der villa , eine küche und ein großes wohnzimmer |
|
harika buluyorum |
find ich toll |
|
adıyamanın en meşhur tatlısıdır |
nevada berühmtesten dessert |
|
villamda yedi sekiz tane odası , 1 mutfağı ve büyük bir oturma odası olsun |
sieben der acht zimmer in der villa , 1 küche und ein großes wohnzimmer |
|
villamda yedi sekiz tane odası , 1 mutfağı ve büyük bir oturma odası olsun k |
sieben der acht zimmer in der villa , 1 küche und ein großes wohnzimmer, bekommen wir k |
|
oda |
raume |
|
adıyaman'ın meşhur tatlısıdır |
berühmte desserts von adıyaman |
|
villamın oturma odasında ahşaptan mobilyalar , büyük bir televizyon ve şöminem olsun istiyorum |
die villa ist wohnzimmer mit holzmöbeln , einem großen fernseher und einem kamin ich will |
|
bilmiyorum matematik çok gibi |
mathe mag ich nicht so gern |
|
adıyaman'ın en meşhur tatlısıdır |
adıyaman ist eine der bekanntesten dessert |
|
hayalimdeki motoru aldığımda oraya koyarım |
ich werde es auf es, wenn ich kaufte meine traum-motor |
|
adıyaman'ın en meşhur tatlısı |
das bekannteste dessert von adıyaman |
|
villamda büyük bir garajda olsun |
in der villa eine große garage |
|
jimnastik yapmayı sevmem |
ich weiß nicht, wie zu tun gymnastik |
|
adıyaman da sevilen bir yemektir |
adiyaman ist auch ein beliebtes gericht |
|
kendi odama ait bir banyo olsun |
holen sie sich ein bad, das gehört zu meinem eigenen zimmer |
|
diye seine |
so seine |
|
ikinci katında büyük bir odam olsun istiyorum. |
ich möchte ein großes zimmer auf der zweiten etage. |
|
2. katında büyük bir odam olsun istiyorum. |
2. ich möchte einen großen raum auf dem boden. |
|
meyve yemeyi seviyo musun |
magst du obst essen |
|
evimin dubleks olmasını istiyorum |
ich möchte mein haus ein duplex |