Hakem İngilizcesi: Referee, Umpire, Arbiter
İngilizcede “hakem” kelimesinin birkaç farklı karşılığı bulunmaktadır. En yaygın kullanılan karşılıklar “referee”, “umpire” ve “arbiter” kelimeleridir.
“Referee” kelimesi spor müsabakalarında görev yapan hakemleri tanımlamak için kullanılır. Örneğin futbol, basketbol, boks gibi sporlarda maçı yöneten, kuralları uygulayan kişi “referee” olarak adlandırılır. Referee, müsabakanın adil ve kurallara uygun şekilde gerçekleşmesini sağlar.
“Umpire” kelimesi ise daha çok tenis, kriket, beysbol gibi sporlarda kullanılır. Umpire, maçın kurallarını uygulayan ve oyuncuların davranışlarını denetleyen kişidir. Futbol ve basketboldaki hakemlere karşılık olarak tenis ve kriket gibi sporlarda “umpire” terimi kullanılır.
“Arbiter” kelimesi ise daha geniş anlamda “hakem” kavramını ifade eder. Arbiter, iki taraf arasındaki anlaşmazlıkları çözen, uyuşmazlıkları karara bağlayan kişi anlamına gelir. Örneğin iş uyuşmazlıklarında veya hukuki anlaşmazlıklarda tarafsız bir üçüncü kişi “arbiter” olarak görev yapabilir.
Örnekler:
– The referee made the right call and disqualified the player for unsportsmanlike conduct. (Hakem doğru karar verdi ve sporcuyu sportmenlik dışı davranışından dolayı diskalifiye etti.)
– The umpire’s decision to call the runner out was highly controversial. (Hakem/Umpire’ın koşucuyu çıkardığı kararı oldukça tartışmalıydı.)
– The labor dispute was finally resolved when the arbiter stepped in and mediated between the two sides. (İş anlaşmazlığı, arabulucu/hakem devreye girip iki taraf arasında arabuluculuk yaptıktan sonra nihayet çözüme kavuştu.)
Sonuç olarak, İngilizcede “hakem” kavramını ifade etmek için “referee”, “umpire” ve “arbiter” kelimeleri kullanılmaktadır. Referee ve umpire daha çok spor müsabakalarındaki hakemleri tanımlarken, arbiter daha geniş anlamda tarafsız bir üçüncü kişiyi ifade eder.
