ŞİDDET VE ŞİDDETE EĞİLİM

Gönderi Tarihi: 11.06.2024

Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan bir tanımlamaya göre şiddet herhangi bir kişinin sahip olduğu ve elinde bulunan gücün ya  da yetkinin kendisi dışında herhangi bir kişi, grup ya da topluluğa karşı uygulayacağı ve uygulanan bu durumun sonucuna bağlı olarak bunun etkisi altında olan kısımda yaralanma, psikolojik ya da fiziksel zarara ya da ölüme neden olması veya neden olması olasılığı durumlarını ifade etmektedir. Şiddet ifadesi fiziksel şiddet, psikolojik şiddet, ekonomik şiddet, cinsel şiddet olmak üzere 4 başlık altında toplanmaktadır.

Şiddetin nedenleri; birçok faktöre dayanmaktadır. Ancak genel olarak kişiyi etkisi altına alan psikobiyolojik faktörlerin yanı sıra kişiyi etkileyen dış faktörler de etkin olmaktadır. Söz konusu nedenler arasında ilk akla gelenlerin başında biyolojik faktörler yer almaktadır. Şiddet eğilimi ve bu yöndeki saldırgan tutumlar genellikle limbik sistem, frontal ve temporal loblarla bağlantılı olmaktadır. Şiddet genellikle kişiyi etkileyen psikobiyolojik faktörler ile dış çevre arasındaki etkileşim sonucunda ortaya çıkar. Limbik sistemde bulunan yapılarda oluşan kriz veya nöbet durumları saldırganlık durumu da oluşturabilmektedir. Yine biyolojik faktörler arasında yer alan endokrin bozukluklarına bağlı olarak oluşacak olan hormonal değişimler kadınlar üzerinde de saldırgan bir durumun hakim olmasında etkili olabilmektedir. Yine benzer bir şekilde alkol tüketimi birtakım beyin fonksiyonları üzerinde dürtüsel kontrollerin engellenmesinin yanı sıra muhakeme üzerindeki azalmalara da neden olması şiddete olan eğilimi artırmaktadır. Şiddete yönelimi tetikleyen bir diğer faktör olan psikososyal faktörler yer almaktadır. Psikososyal faktörler gelişimsel ve çevresel faktörler olarak ikiye ayrılmaktadır. Bireyin gelişim süreçlerinde şiddete tanık olması veya maruz kalması durumlarındaki çocukların yetişkin bir birey oldukları dönemde şiddet eğilimi olan kişi olması muhtemel olmaktadır. Bireyde çevresel faktörleri tetikleyen durumların başında kişinin kalabalık ve yoğun ortamlarda yaşaması şiddete olan yönelimi artırmaktadır. Bunun yanı sıra hava durumu gibi faktörler de tetiklemektedir. Şiddet faktörleri arasındaki sosyoekonomik faktörler kişinin ırk, ekonomik dengesizliklerinden faklı olarak yoksulluk unsuru ve evlilik süreçlerindeki sorunlar da şiddete olan eğilimini artırmaktadır. Kişinin aile yapısında da sorun ve bozukluklara yol açmasından dolayı böyle bir aile yapısında yetişen çocuklarda da şiddet eğiliminde de artışlara yol açmaktadır. Şiddet eğiliminin faktörlerinden birisi olan psikiyatrik faktörler arasında yer alan bipolar bozukluklar, paranoid bozukluklar ve şizofreni gibi sorunlara bağlı olarak şiddet eğilimi görülebilmektedir. Söz konusu şiddet durumu hem kişinin kendisine hem de çevresine yönelebilmektedir. Şiddet eğilimi psikiyatrik olmasa da çeşitli travmalara bağlı olarak daha sonradan da oluşan bir şiddet eğilimi oluşabilmektedir. Şiddet eğilimini oluşturan diğer faktörlere bakmak gerekirse uyuşturucu madde kullanım süreçleri, merkezi sinir sisteminde etkili olan bir takım patolojik olayların yanı sıra yetişkin bir bireyde hiperaktivite ve dikkat eksikliği gibi problemlerle karşılaşan bireylerde de şiddete yönelik eğilimler görülmektedir.

Saldırgan davranışların ortaya çıktığı durumlar; kişiye göre değişiklik göstermektedir. Ancak bu durumları genellemek de mümkün olmaktadır. Evli çiftlerde ortaya çıkan ve aile içi şiddeti oluşturan durumlardır. Birey yaşamında yakın sürede oluşan derin değişimlere bağlı olarak iç gerilim ve stres oluşumu gözlemlenmektedir. Söz konusu durumlara bağlı olarak oluşan baskı ve öfke durumlarında oluşmaktadır. 16 – 25 yaş  skalasında bulunan erkek bireylerin çok olarak bulunduğu ortamlarda da şiddet eğilimi ve saldırgan davranışlar gözlemlenebilmektedir. Kişide ruhsal gerginlik durumlarında artışa neden olan olay ve kişilerin yanı sıra tehdit ya da baskı durumlarının yanı sıra kişinin can güvenliğinin tehdit altında olması durumlarında da şiddete yönelik durumlar oluşabilmektedir.

Şiddeti önleyebilmek; için öncelikli olarak şiddeti oluşturan unsurların tespit edilmesi gerekmektedir. Şiddeti oluşturan unsurlar biyolojik, sosyolojik ve psikolojik temellere dayanmasından dolayı şiddeti önleyebilmek adına bu unsurları tespit etmek gerekmektedir. Bu unsurlara bağlı olarak tespit edilen faktörler doğrultusunda şiddeti önlemeye yönelik çalışmalar yapılabilmektedir.