NORMAL DOĞUM

Doğum süreci kadın vücudunda normal bir süreci ifade etmektedir. Doğum süreçleri ve süreleri de değişkenlik gösterebilmektedir.



Normal doğum; süreci en temelde 3 evreye ayrılmaktadır. İlk süreçte düzenli olarak kasılmaların oluşmasını takiben, tam dilatasyon sürecine değin geçen süreci ifade etmektedir. İkinci aşama ise tam dilatasyon ve bebeğin doğum sürecine değin geçen süreci ifade edebilmektedir. Son evre ise ikinci evrenin sonunda plasentanın ayrılması sonucu oluşmaktadır. Söz konusu süreçlere daha detaylı bakmak gerekirse; ilk evrede doğum sancısı olarak ifade edilen sancıların başlaması sonrası ortalama olarak 8 ya da 10 dakikalık bir süre zarfında ve düzenli olarak oluşması sonucu rahim ağzının açılması sonucu başlamaktadır. Rahim ağzını kapalı tutan mukus tıkaç hafif bir kanlı miktarda olarak atılmaktadır. Söz konusu evre doğumun en uzun evresini oluşturmaktadır. Doğum döneminin yaklaşık olarak %85 – 90’lık kısmını bu evre oluşturmaktadır. İlk evrede dikkat edilmesi gereken noktaların başında hastanın kendisini fazla yormaması gerekmektedir. Kişi bu süreçte kendisini rahatlatacak bir takım aktivitelerde bulunabilmektedir. Hafif düzeyli bir yürüyüş, alınan ılık bir duş, kişiyi rahatlatacak bir müzik dinlenmesi, kişiye hamilelik sürecinde öğrenmiş olduğu kişiyi rahatlatacak olan nefes egzersizi yapılması veya kişinin pozisyonunu değiştirmesi gerekmektedir. Rahim ağzının hemen hemen 6 – 7 santimetrelik bir açılma sürecinden sonra bebeğin başının doğum kanalının girişine tam olarak baskı yapması sonrası su kesesi açılmaktadır. Açılan su kesesi sonrasında rahim gerginliği azalmaktadır. Bu sayede ağrılar bir miktar azalsa da sonrasında yeniden artmaktadır. Bu şekilde sonlanan ilk evrenin ardından geçilen ikinci evrede doğum süreci başlamaktadır. İkinci evrede artan sancılar en üst seviyeye ulaşmaktadır. Kişinin yaşayacağı sancılar 2 -3 dakikalık aralarla gelmekte ve ortalama olarak yaklaşık 1 dakika civarında sürmektedir. İkinci evrede ağrının yanı sıra istemsiz olarak ıkınma hissi oluşmaktadır. Söz konusu evrede ilk çocuğunu doğuran bireylerde yaklaşık bir saat sürse de daha sonraki ikinci veya üçüncü çocuğunu doğuran bireylerde bu süreç yaklaşık yarım saat sürmektedir. Doğum yapan bireyde bu sürelerin daha fazla uzun sürmemesi bebek sağlığı noktasında önemli bir noktaya sahip olmaktadır. Doğum sürecinin son evresi olan üçüncü evrede doğumu yapan birey rahatlamakta ve bebeğini kucağına almaktadır. Plesantada ayrılma belirtilerinin görülmesi sonrasında rahmin üst kısmından masaj yapılmasına başlanarak plesentanın çıkışı sağlanmaktadır. Söz konusu süreç yarım saatlik bir zaman zarfını geçmemektedir. Plesantanın tamamen çıkışı sağlandıktan sonra atılan kesiklerin tekrar dikilmesi sonrası doğum tamamen tamamlanmış olmaktadır.

Normal doğumun belirtileri; çok fazla çeşitlilik göstermektedir. Ancak her hamilede görülmek gibi bir zorunluluğu yoktur. Normal doğumun belirtilerinden en basit yollarının başında kanlı akıntı, düzenli kasılma, suyun gelmesi süreçleri yer almaktadır. Sırt ağrıları, çok sık olacak şekilde idrara çıkma hissi de yer almaktadır.

Normal doğumun gerçekleşmesi; genellikle hamilelik sürecinin 38. – 40. Haftaları aralığında olmaktadır. Ancak 37. Haftadan daha önce gerçekleşecek olan doğumlar erken doğumu ifade ederken, 42. Haftanın sonrasında gerçekleşen doğumlar ise geç doğum olarak isimlendirilmektedir.

Normal doğumun faydaları; her iki taraf için de oluşmaktadır. Yani bir diğer ifade ile normal doğum süreci hem anne hem de bebek için birçok fayda sağlamaktadır. İlk faydaların başında enfeksiyon veya kanama benzeri yan etkilerin oluşum riski daha az olmaktadır. Aynı zamanda doğumu gerçekleştiren annede ağrı gibi şikayetler sezaryene oranla daha az olmaktadır. Normal doğum sürecinde anneler daha erken taburcu edilmektedirler. Aynı zamanda bebek için de birçok fayda sağlayan normal doğum bebeğin anneye ilk bağlanma süreci için önemli rol oynamaktadır. Aynı zamanda bebek normal doğum esnasında doğum kanalına girdiğinde bakterilerle ilk kez karşılaşmaktadır. Bu da bebeğin bağışıklık sistemini etkilemektedir.

Doğum şeklinin belirlenmesi; birbirinden farklı birçok nedene bağlı olarak oluşan bu süreçte çeşitli unsurlara göre normal ya da sezaryen doğuma karar verilmektedir. Doğumun gereğinden fazla uzaması, kasılmalara karşın rahim ağzında açılma gerçekleşmemesi, bebeğin anne karnındaki duruş pozisyonu, dar leğen kemikleri, iri bebek şüphesi, aktif kanama ve annede çeşitli nedenlere bağlı olarak görülen hastalık durumları doğum şeklinin belirlenmesinde etkili olmaktadır.



Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap