Alın Almancası: “die Stirn”
Sevgili öğrenciler, bugün sizlere “alın” kelimesinin Almanca karşılığı olan “die Stirn” hakkında detaylı bilgiler vereceğim. Alın, yüzümüzün en önde gelen ve göze çarpan bölümüdür. Almanca’da bu bölüme “die Stirn” denir.
“Die Stirn” kelimesi Almanca’da hem insanların hem de hayvanların alnını ifade eder. Örneğin, “Das Pferd hat eine breite Stirn.” cümlesinde “die Stirn” atın alnını belirtmektedir. İnsanlar için de “Er hat eine hohe Stirn.” gibi cümleler kullanılabilir.
Alın Kelimesinin Almanca Kullanımı
Alın kelimesinin Almanca’daki kullanımına baktığımızda, genellikle fiziksel özellikleri tanımlamak için kullanıldığını görürüz:
– Eine hohe/breite/niedrige Stirn haben (yüksek/geniş/alçak alna sahip olmak)
– Die Stirn runzeln (alnını çatmak)
– Jemanden stirnrunzelnd ansehen (birine çatık kaşlarla bakmak)
– Sich an die Stirn schlagen (şaşkınlıktan alnına vurmak)
Ayrıca, alın bölgesi ile ilgili deyimler de Almanca’da mevcuttur:
– Jemandem die Stirn bieten (birine meydan okumak)
– Sich die Stirn abstoßen (bir engelle karşılaşmak, zorluklarla karşılaşmak)
– Jemanden auf die Stirn küssen (birine alından öpmek)
Görüldüğü gibi, “die Stirn” kelimesi Almanca’da çeşitli şekillerde kullanılarak hem fiziksel özellikleri hem de deyimsel anlamları ifade edebiliyor.
Alın ile İlgili Örnek Cümleler
Şimdi de “die Stirn” kelimesinin Almanca cümlelerde nasıl kullanıldığına dair birkaç örnek verelim:
– Er hat eine hohe, intelligente Stirn. (Onun yüksek, zeki bir alnı var.)
– Sie strich sich die Haare aus der Stirn. (Saçlarını alnından çekti.)
– Beim Nachdenken legte er die Hand an die Stirn. (Düşünürken elini alnına koydu.)
– Die Stirn des Pferdes war von der Sonne verbrannt. (Atın alnı güneşten yanmıştı.)
– Mit gerunzelter Stirn betrachtete er das Problem. (Çatık kaşlarla problemi inceledi.)
Umarım “alın” kelimesinin Almanca karşılığı ve kullanımı hakkında yeterli bilgi edinmişsinizdir. Eğer başka sorularınız olursa, lütfen sormaktan çekinmeyin.
