KÜRESELLEŞME NEDİR?

Küreselleşme kısaca iktisadi, sosyal, ekonomik, siyasal ve coğrafi, kültürel, inançsal ve diğer konuların uluslararası bir boyut kazanması ve karşılıklı alışverişe dayalı dünya çapında bir ortam oluşmasını ifade etmektedir. Bir diğer ifade ile küreselleşme, globalleşme süreci olarak nitelendirilebilir. Küreselleşme teknolojinin ilerlemesi ile kendini belirgin bir şekilde göstermesi ile özellikle 21. Yüzyıldaki bu artış nedeniyle dünya artık küresel bir köy değerlendirmesi ile karşı karşıya kalmaktadır.
1980’lerde ilk kez görülmeye başlayan küreselleşme kitle iletişim araçlarının ve teknolojide yaşanan gelişmelerle beraber 1990’lı yıllara gelindiğinde daha da hız kazanmıştır. Ve küreselleşmenin bir sonucu olarak da etkisini; bir ülkede gerçekleşecek ekonomik krizin yanı sıra müzik, spor, kültürel ve siyasal alanda da yayılma göstermesi durumu tüm dünya üzerinde ve hemen hemen her alanda boy göstermeye başlamıştır.
Tarihsel süreçte küreselleşmenin dört ana etken unsurda şekillendiğini söylemek mümkündür. Bunlar ise; din, teknoloji, ekonomi ve imparatorluk şeklindedir. Bunlar ayrı ayrı hareket etmese de birçok defa birbirini kuvvetlendiren unsur olmuşlardır.
Son dönemde yaşanan küreselleşmeye bakıldığında beş temel nedende birleştirmek mümkündür. Bunlar ise serbest ticaret, dış kaynak kullanımı, iletişimde yaşanan devrim, liberalleşme ve yasal uyum şeklindedir. Devletlerin birçok konudaki ihracat ve ithalat önlemini ve gümrük tarifesini kaldırılması ile serbest ticaret dönemine girilmiştir. Şirketlerin ise mal ve hizmet üretimini farklı ve deniz aşırı ülkelerde yapmaya başlamıştır. Bu sayede de dış kaynak kullanımına geçilmiştir. İletişim devri ise yaşananlara ise bakılmak gerekirse konteynerleşme denilen malların dünya geneline taşınmasını kolaylaştıran sistem ile masrafların azaltılması ile birlikte geniş bant sistemine geçilmesi ile yaşanmıştır. Liberalleşmeye giriş ise soğuk savaş ile birlikte ülkeleri açılmaya teşvik edici bir unsur olmuştur. Yasal uyum süreci ise ülkelerin mülki ve fikri mülkiyet kanunlarına uyumlu bir noktaya gelmesi başlamıştır.
Küreselleşmeye yapılan eleştirilere bakmak gerekirse ise ekonomik, insan hakları ve kültür gibi noktalarda eleştiri getirilmektedir. Bunun gerekçelerine bakıldığı takdirde ise dünya üzerinde yer alan toplam servet büyümesine karşın oluşan servetin eş oranda paylaşılmadığı şeklinde bir eleştiri söz konusudur. İnsani boyutlara bakıldığında ise ayakkabı ve giyim başta olmak üzere bazı şirketlerde çalışanların çok düşük gelirlere çok uzun saatler boyu çalıştırılması insan haklarına aykırı bir durum olarak değerlendirilmektedir. Eleştirilerin kültür boyutuna gelindiğinde ise yerel yapılı üreticilerin varlığı ve kültürünü korumaya çalışmasına karşın uluslararası bazlı firmaların dünya pazarına yayılması gibi eleştiriler bulunmaktadır.
Küreselleşmenin Olumlu Özellikleri
Teknolojik ve iletişim imkânlarının gelişmesi ile birlikte çeşitli kültür, dil, yaşam, eğitim ve iş imkânları bakımından çeşitliliğin ve farklılaşmanın sağlanmasına yardımcı olur. Çalışma koşullarının iyileşmesi için tetikleyici bir unsurdur.
Küreselleşme bazı durumlarda işsizliğe neden olmasının yanında aynı zamanda birçok insanın bu sayede zengin olmasını sağlamış, birçok ülkenin de ihracatında büyümelere yol açmıştır. Bu sayede de masraflarını azaltan şirketler tüketicinin de tasarrufunu kolaylaştırmıştır. Bu da enflasyonda düşüş sağlamıştır. Olumsuz özellikler içerisinde yer almakla birlikte olumlu bir eken de olmaktadır. Dış ticareti ve ekonomik büyümeyi de etkilemektedir.
Küreselleşmenin Olumsuz Özellikleri
Küreselleşmenin getirdiği olumlu gelişmelerle birlikte olumsuz sonuçlar doğuran etkiler de söz konusudur. Örneğin diğer ülkelere göre daha küçük ölçekli olan ve küreselleşme sürecinin yeni başladığı ülkeler; bir başka ülkede yaşanacak ekonomik krizden küreselleşme etkisi ile bu krizden etkilenecek bu süreci işsizlik gibi sonuçlarla birlikte takip edecektir. Rekabetin yanı sıra uluslararası ve büyük firmalar ön plana çıkarken; yerel ve küçük firmalar geri planda kalmıştır. Gelişmiş ülkeler daha da ön plana çıkarken az gelişmiş ülkeler daha da geride kalmaktadır. Gelir dağılımını etkilemekle birlikte çevresel sorunları da tetiklemektedir. Küresel bir paradoksa da yol açmaktadır. Yani küresel ortak bir kültür oluşturulurken bireyler anı zamanda kendi alt kültürlerini de bırakamamaktadır. Böylece insanlar üzerinde bir paradoksa yol açmaktadır. Küreselleşme batı merkezli gelişmesi nedeniyle oluşan baskın kültürde bu yöndedir.
Küreselleşme Nasıl Oluşmaktadır?
20. yüzyılın ilk yarısında gerçekleşen sanayi devriminin tamamlanması ile oluşan pazar talebiyle oluşan pazar arayışının da tetiklediği savaşlar sonrasında yaşanan can kayıpları ve artan maliyet II. Dünya Savaşı sonrasında küreselleşmenin ortaya atılmasına neden olmuştur.





Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap