Almanca Türkçe Deyimler 2

Almanca deyimler, Türkçe deyimlerin Almanca’ları, Almanca’da deyimler.



Bu yazımızda bazı Almanca deyimlere yer vereceğiz değerli arkadaşlar.Almanca derslerinizde üstün başarılar dileriz.

Değerli ziyaretçilerimiz aşağıda yer alan Almanca dersi almancax forumlarına kayıt olan üyelerimizin paylaşımlarından derlenmiştir, üyelerin paylaşımlarından derlendiği için bazı ufak tefek harf hataları vb. olabilir, aşağıdaki ders almancax eğitmenleri tarafından hazırlanmamıştır, bu nedenle bazı hatalar içerebilir, almancax eğitmenlerinin hazırladığı derslere ulaşmak için almancax forumunu ziyaret edebilirsiniz.

zu suchen haben : aramak, isi olmak (Was hast du hier zu suchen? Burada ne ariyorsun?)

es satt haben : bikmak,karni tok olmak,artik yetmek

von oben bis unten :bastan asagi,tamamiyla,tepeden tirnaga

mit Leib und Seele : tüm benligiyle, yürekten

das ist keine Kunst : is tedil,hüner degil, babam da yapar

jemandem die Hand schütteln: birinin elini sikmak

Gas geben :gaza basmak,gazlamak

zu Ende sein: bitmek,sona ermek

die Achseln zucken: omuz kaldirmak,omuz silkmek

sein Wort halten: sözünü tutmak



İlginizi Çekebilir: Hiç kimsenin aklına gelmeyen en kolay ve en hızlı para kazanma yöntemlerini öğrenmek ister misiniz? Para kazanmak için orjinal yöntemler! Üstelik sermayeye gerek yok! Detaylar için TIKLAYIN

auf die leichte Schulter nehmen: hafife almak,kolaya almak,önemsememek

Schlag: (saat) tam…da (Heute war ich Schlag neun im Büro. Bu gün tam dokuzda bürodayim.)

bis über die Ohren : cok fazla,haddinden fazla

sein lassen: yapmamak,yapmaktan caymak

nicht im geringsten:asla,katiyyen,hic

den Entschluss fassen:karar vermek,karara varmak

auf diesem Wege:böyle,bu sekilde, bu yolla

im Schneckentempo:deve yürüyüsü,kaplumbaga yürüyüsü

Was suchst du hier?:burada ne yapiyorsun?

die Ohren spitzen: kulak kabartmak

los sein: …olmak = Was ist los? Warum weinst du? (Ne var? Neden agliyorsun?)

den Kopf schütteln: ‘hayir’ anlaminda kafasini sallamak,kabul etmemek = Der Lehrer schüttelte den Kopf.(ögretmen kafasini salladi)

hinter jemandem her sein: birinin arkasindan kosmak,birinin pesinde olmak = Di Männer sind hinter mir her. (Adamlar pesimde.)

ganz und gar: tamamen,bastan asagi

eins von beiden: ikisinden biri = Grün oder blau. Wähle eins von beiden. ( Yesil yada mavi.Ikisinden birini sec.)

nicht ausstehen können: cekememek,sevmemek,hoslanmamak= Entschuldige! Aber ich kann heute abend deine Freunde nicht ausstehen. (Kusura bakma! ama bu aksam arkadasini cekemem.)

zur Welt kommen: dünyaya gelmek,dogmak

Jeden Tag: her gün

schon gut: peki,pekala

pech haben: sansi olmamak. (Wir haben Pech.Es regnet:sansimiz yok.Yagmur yagiyor.)

das macht nichts: zarari yok. (ich habe keinen Bleistift.das macht nichts.:Kursunkalemim yok.zarari yok.)

Jahre lang: yil boyunca

es geht: söyle böyle,eh iste

einkaufen gehen: alisverise cikmak

es ist aus: bitti,sona erdi,kapandi (Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft:nihayet arkadasliklari sona erdi.)

das ist alles: hepsi bu kadar

das wär’s: tamamdir,bu kadar

guten tag: iyi günler ,merhaba

recht haben: hakli olmak,hakki olmak (ich glaube, es wird regnen. Ja,du hast recht.:Sanirim yagmur yagacak. Evet,haklisin.)

zu Fuß: yürüyerek

am besten: en iyisi,iyisi mi

nach Hause: eve

zu Hause: evde

weg müssen: gitmek,gerekmek (Es ist spät. ich mußweg.:Gec oldu.Gitmeliyim.)

sagen wir: diyelim ki….,farz edelim

zum erstenmal: ilk defa ,ilk kez


nichts dafürkönnen: elinden birsey gelmemek,caresiz olmak,suc kendinde olmamak (ich kann nichts dafür,wenn du nicht arbeitest.:Sen calismazsan ben birsey yapamam.)

weg sein: uyur kalmak,sarhos olmak,sasirmak,asik olmak (Ich bin weg für Galatasaray.:Ben Galatasaraya asigim.)

eines Tages: günün birinde,bir gün

einen Augenblick: bir dakika,bir saniye

von mir aus: benim icin hava hos,fark etmez

wie geht es dir: nasilsin

mit einem Wort: kisaca,tek sözcükle

keine Ursache!: birsey degil,rica ederim,astagfurullah

was soll das?: bu (da) ne demek (oluyor)

Platz nehmen: oturmak (Nehmen Sie Platz, bitte!: Oturun lütfen.)

auf die Nerven gehen: birinin sinirlerine dokunmak,birini sinir etmek: (Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.:Aptalca sorularinla sinirime dokunuyorsun.)

das Licht anmachen: isigi acmak,isigi yakmak

vor sich haben: yapacak seyi olmak (Ich habe heute vieles vor mir.: Bugün yapacak cok seyim var.)

du meine Güte!: Tanrim!,aman Allahim!,aman Yarabbi

in Frage kommen: söz konusu olmak, (dein Problem ist nicht in Frage gekommen.:Senin problemin hic söz konusu olmadi.)

im wege stehen: engel olmak,karsisina cikmak

Wieviel uhr ist es?: saat kac?

Schule haben: okulu olmak: (Heute haben wir keine Schule.: Bugün okulumuz yok.)

eine Rolle spielen: bir rol oynamak,rolü olmak,önemi olmak (Der Beruf spielt im leben eine große Rolle.: Meslegin yasantida büyük rolü vardir.)

nichts zu machen sein: yapacak hicbir sey olmamak

leid tun: üzgün olmak,acimak (es tut mir leid :üzgünüm)



Bunları da beğenebilirsin
yorum Yap