Ceza İngilizcesi: Penalty
Ceza kelimesinin İngilizce karşılığı “penalty” olarak kullanılır. Penalty, bir kural ihlali veya yanlış davranış sonucunda uygulanan bir yaptırım ya da bedel anlamına gelir. Örneğin, trafik kurallarını ihlal ettiğinizde polis size bir ceza kesebilir. Bu durumda “penalty” kelimesi kullanılır: “The police officer gave me a penalty for speeding.”
Cezalandırmak: To Punish
Bir kişiyi cezalandırmak için ise “to punish” fiili kullanılır. Bu fiil, bir suç veya hata karşılığında bir bedel ödetmek anlamına gelir. Örneğin, çocuğunuz ev ödevini yapmadıysa onu cezalandırabilirsiniz: “I had to punish my child for not doing their homework.”
Farklı Ceza Türleri
Ceza kavramının İngilizcede çeşitli türleri vardır:
– Fine: Para cezası, örn. “The driver had to pay a fine for running a red light.”
– Sentence: Hapis cezası, örn. “The criminal was sentenced to 5 years in prison.”
– Suspension: Geçici olarak bir hakkın elinden alınması, örn. “The athlete was given a suspension for doping.”
– Reprimand: Sözlü uyarı, örn. “The teacher gave the student a reprimand for being late to class.”
Ceza Vermek: To Impose a Penalty
Bir cezayı uygulamak için “to impose a penalty” ifadesi kullanılır. Bu deyim, bir kuralı çiğneyen kişiye bir ceza vermek anlamına gelir. Örneğin: “The judge imposed a heavy penalty on the criminal for the serious offense.”
Öğrencilerim, ceza kavramının İngilizcede çok çeşitli şekillerde ifade edildiğini gördünüz. Penalty, punish, fine, sentence, suspension ve reprimand gibi kelimeler cezalandırma ve yaptırım anlamlarında kullanılır. Günlük hayatınızda karşılaşabileceğiniz örneklerle bu kelimelerin kullanımını pekiştirdik. Umarım İngilizce ceza kavramını daha iyi anlayabildiniz. Sorularınız varsa lütfen sormaktan çekinmeyin!
